Yükleniyor...
ORTA ÇAĞ TÜRK MEZARLARININ ARAŞTIRMACISI A.N. SAMOYLOVIÇ
E.İ. FAZILOV
Çeviren: Venera TURATBEK KIZI
Eski ve Orta Çağın özellikle Orta Çağın başlarındaki yazılı kaynaklar birkaç ünlü Rus âliminin gayretleri sayesinde bulunmuş ve yayınlanmıştır. Türk yazıtlarının yorulmak nedir bilmeyen araştırıcılarından birisi de esas eserlerinin bir çoğunu Özbek diline, edebiyatına, folkloruna, tarihine ve etnografyasına adamıştır. Bu şahsiyet adı halk nazarında çok itibarlı olan Aleksandr Nikolayeviç Samoyloviç’tir.
A.N. Samoyloviç Orta Asya’ya birkaç defa seyahat etmiştir. Çarlık zamanında yaptığı uzun yolculuklarının amacı ülkenin değişik insanlarıyla tanışma ve yerli şarkiyatçılarla münasebetlerini geliştirme, sanatçılar, kukla ve gölge tiyatrosu hakkında derleme yapma ve el yazmalarını araştırmaktı. Fakat Ekim ihtilalinden sonra birçok ilmî
toplantılara ve konferanslara katılmak, bunun dışında da ülkenin kültürünü geliştirme faaliyetine ve Özbekistan’a bütün hayatını adamıştır.
Onun araştırmalarının önemli bir kısmı XI-XIX yüzyıl Türk yazıtlarıydı. Özellikle günümüze kadar Çağatayca eserleri incelemeydi. A. N. Samoyloviç Türkolojide ilk defa
Özbek edebî dilinin kalıplaşma devirlerini takip etmiştir ve bu zor meseleye birçok çalışmasını tahsis etmiştir. Aşağıda bu tür çalışmalarının en önemlileri verilmiştir
Samoyloviç Orta Asya’nın XI-XIX yüzyıllarına ait edebî kaynaklarını ayrıntılarıyla inceleyerek bu dilin gelişmesinde kendine göre dört devir tespit etmiştir.
Çağatay adıyla adlandırarak aşağıdaki dönemlere ayırmıştır:
XV-XVI yüzyıllar arası – Altın Asır
XVII-XVIII – Bunalım
XIX-XX Yeniden Diriliş Çağı, özellikle Hokand ve Hive’de
İşte, bugün XI-XIV yy. yazıtlarının dil tasnifi genel olarak kabul edilmiştir. Yalnız bazı durumlarda çağdaş âlimler tarafından eksikleri tamamlanmaktadır.
Doğu Edebiyatı ve Tarihinin çok ince bilgini olan N. Samoylovıç’in çalışmalarında Özbek edebiyatının name türünü incelemesi çok önemli bir yer tutmaktadır. Yazarın
“Taaşşuk-name” ile ilgili çalışma ve yayınlarında derin bilgileriyle dilin zorluğunu dile getirilmesi ve meseleyi kullanarak izah edilebilmesi pek az insanda görülür yeteneklerdendir. Ayrıca belirtilen eserler onların incelenmesini kolaylaştıran özel ilmî çalışmaları bulundurmaktadır.
A.N. Samoylovıç bunun dışında Özbek edebiyatının “tuyuk” türünün ilk araştırıcısı olmuştur. Onun Neva’i Lutfi Amiri v.b. şairleri şiirlerini tahlillerine dair üzerinde yazıları
büyük ilmî değerlere sahiptir. Zira, onlar filolojik araştırmaların sağlam bir şekilde devam edilebilme imkanlarını sunmaktadır.
Atai’nin yaratıcılığı ve Babur’un lirikliği hakkında bilgilere büyük bir ölçüde sahip olduğumuz hiç şüphesizdir, ancak bu A.N. Samoyloviç’in sayesinde olmuştur.
Aşırı derecede ilmî kesinlik ve titizliğe kavuşma hevesi A.N. Samoyloviç’in en büyük özelliğidir. Edebî kaynakların metinlerini her çalışmasında versiyonlarını da ekleyerek
kağıt üzerinde yansıtması da bu özelliğinin bir belirtisidir. Onun yayınları şunlardır:
A.N. Samoyloviç’in “Babur name”, “KutadguBilig”, “Ravnakül İslam”, “Firdavsu ikbal Riyazud- Davle ” v.b. tahsis ettiği araştırmaları Türkologlar arasında ünlü eserlerdendir.
A.N. Samoyloviç’in bulduğu ve araştırdığı el yazmaları Orta Asya’nın kültürü ve tarihi hakkında tek kaynak olarak elimizde bulunmaktadır.
Yaşayan Özbek Dili ve lehçelerin araştırılmasına çok önemli katkıda bulunmuş.
Elinde bulunan malzemelerle yazıtları karlılaştırmıştır. Özbek lehçelerin tasnifi ilk defa A. N. Samoyloviç tarafından yapılmıştır. Âlim, Özbek lehçesinin tasnifi üzerindeki ünlü
makalesinde (kitap: Telafuz ve dilin meseleleri Samarkand- Taşkent, 1929, 320-331s)
Özbek lehçelerini şu gruplar altında toplamaktadır:
Onun Özbek edebî dilini Çağatay döneminde ‘c’li ve ‘ç’li lehçeleri ortaya çıkmasının tahminini bulanduran “Cokçi lehçesinin detayları” adlı eseri özel bir değere sahiptir.
A.N. Samoyloviç’e göre “c” ve “ç” seslerin bazıları Moğolcadan geçen kelimelerin etkisinde, bazıları da “c’li” lehçelerin etkisiyle Özbek edebî dili meydana gelmiştir (1).
A.N. Samoyloviç, Pave Kurtenэ, G. Vamberi, Şeyh Süleyman, Buharskiy, T. Tsinker v.b. sözlüklerinden faydalanarak Kaşkarlı Mahmud’un “Divan-i Lugat it Türk”, “Kutadgu Bilig”, “Hüsrev ü Şirin”, “Babur- name”, “Şeybani-name”, “Abuşka” adlı eserleri üzerinde Türk edebî dilindeki c’li lehçelerin tarihini incelemiştir.
Dilciler ve terim uzmanlarının bulamadığı çok önemli bilgileri Samoyloviç’in çevirisi ile ilgili çalışmalarında bulmak mümkündür. İşte, ınak, hivak, el, mehrem,
sengir, çımanay, kal’a, tallik, taldık, altun, djappas kelimeleri hakkında bilgiler “Hive-Karakalpak ilişkileri üzerinde XIX. yy. Hive haberlerindeki kısa tercümelerden parçalar
(Trudı İVAN,1935, VII. cilt, Karakalpak Tarihi üzerinde kaynaklar, 91-134) adlı eserinde bulunmaktadır.
A.N. Samoyloviç’in eserlerinde yerli ve yabancı Türkologların çalışmalarıyla ilgili eleştirilerine titizlik, objektiflik ve prensiplilik dahil olmak üzere lutufkarlık da açıkça
hissedilmektedir. Buna, Denison Ross’un (ZVOPAO, 1911, cilt XX, 1-3 baskı, 093-0101 s.) S.İ. Polyakova’nın (ZVOPAO, 1906, VII cilt, I baskı 074-083 s) ve N.P.
Ostroumova (ZVOPAO, 1907-1908, XVII cilt, IV baskı, 0156-0166s.) v. b. eserleriyle ilgili eleştirileri güzel örnek olabilir.
Ali Şir Neva’i’nin dili, Anadolu ve Azeri el yazmalarını, hatta yaşayan Türk Dilleri ile Mirza Mehdi Han’ın “Şenglah” isimli eseri üzerinde uzun seneler çalışmıştı
Avrupa lehçeleri ve Türk Dillerinin genel grameri usulü olarak Kazambek’in Obşaya Gramatika adlı eseri özellikle Batı Avrupa’da günümüze kadar unutulmamıştır.
Orta Asya’da ise Kaşgarlı Mahmut’tan başlanarak Çağatay Dili de Mehdi-Han’ın eserinden(2) daha geride kalmıştır.
Samoyloviç, tercümesinde çok sayıda hata bulunduran, Denison Ross’un eserini kullanmasına rağmen, onun yazısı Dj. Kloson, Besim Atalay, J. Eckmann, K. Menges, K.
Muhitinov gibi araştırıcıların dikkatlerini Mirza Mehdi-Han’ın eserine yönlendirmiştir. A. N. Samoyloviç, bu eserinde hem İran’da yaşayan Türk lehçelerinin hem de Doğulu
yazarların filolojik eserlerinin istikbalde incelenmesini arzu etmiştir. Ancak İran’daki yaşayan Türk lehçelerini araştırılması çalışmaları belli bir seviyede ise de Fars dilindeki
filolojik eserlerin incelenmesi çalışmaları için daha çok gayrete ihtiyaç vardır. Örneğin, meşhur “Lugati-Mimitullah” adlı eser bile incelenmemiş durumundadır.
A.N. Samoyloviç’in çalışmalarında Yusuf Balasagun’un “Kutadgu Bilig” adlı eseri önemli bir yer tutmaktadır. Samoyloviç Radloff’un bu eserle ilgili çalışmasını
eleştirerek, Kaşgarlı Mahmut’un “Divan ü Lugat-it Türk” adlı eseri dahil olmak üzere, başka kaynaklardan faydalanarak Kutadgu Bilig’in yeni tercümesini hazırlamıştır.
Herhalde, onun el yazılarındaki bazı mülahaza ve kelimelerin yorumlarına bakılırsa, Samoyloviç bir sözlüğün düzenlemesini planlamış olmalıdır.
Samoyloviç “Hüsrev ü Şirin”, “Muhabbat-name”, “Taaşşuk name” adlı eserlerin, bir testi üzerindeki yazılırın araştırdığında Kutadgu Bilig’in el yazısından faydalanmış
(ZVORAO, 1911, XXI cild,I. baskı). İlk kez Kutadgu Bilig’in, Kutb’nın “Hüsrev ü Şirin” adlı eseri üzerindeki etkisini ortaya koymuştur. Âlim bunun dışında da Kutadgu
Bilig’in dörtlük sayısını ve M. Hartman’ın hatalarla tespit ettiği vezin yapısını bulmuştur.
A.N. Samoyloviç XI-XIX yy. Türk yazıtlarını inceleyerek bir çok terimi ortaya çıkarmıştır. İslam dönemi Orta Asya Türk edebî dili, Çağatayca, Uygur-Polovca
karışımı, Kıpçak-Oğuz dönemi Orta Asya Türk edebî dili, Karahanlıca, Karluk-Kıpçak-Oğuz dili, Uygur Kıpçakça, Oğuz-Türkmence, Türk Dili, Hiva-Özbek edebî dili v.b.
Fakat hangi adın hangi yazıtla bağlı olduğu kesin olarak ifade edilememiştir.
A.N. Samoyloviç’in Türklere ait yazıtları araştırma alanındaki büyük bir değere sahip olduğunu sadece şu liste bile ifade edebilmektedir. Yasuf Balasagun’un Kutadgu Bilig’i Kaşkarlı Mahmud’un Divani Lugat-it Türk-i, Ahmet Yugnaki’nin Atabetül-Hakaik’i, Ahmet Yesevi’nin Divanı, Kutb’un Codex Cumanikus’u, Husrev ü Şirin’i, Harezmi’nin Muhabbat-name’si, Sidi Ahmet’in Taaşşuk nâmesi, Ali’nin Kısas-i Rabguzi’si, Nadcül Feradinsi, Kıssa-i Yusuf’u, Aba-Hayan’ın Kitab Al-idraki’li-lisan al-atrak, Tarcuman türki va adcali va mugali, Andaliba’nın Yusuf ve Zuleyhası, Atai’nin Arab filologu, Divan-i Lutfi’nin Divan-ı ve Gül-ü Navruz’i, Mir Haydar’ın Mahzan ul –asrar’i, Sakaki’nin Divan’ı, Muhammed Salih’in Türkçe ve Farsça) Seybani name’si ve Farsça) Divan, Ali Şir Nevai’nin Ravhakul islam’ı Eserlerri vakfiye), Münşaat, Muhakamat’ül-lugatayn, Mezahüavzal, Divan, Huseyn Baykara’nın Divan’ı, Yusuf Amiri’nin eserlerinden Babur-nâme, Babur’un Divan’ı, Sadraca-i Türk ve Sadcarai tarakima, Horezm name, Tezkire i evliya, Mirac name, Rebab-name, Aşık Paşa’nın Garib Name’si, Muhüs’in Firdavsul ikbal-i, Munis ve Agah’i’nin Rizyazud-davle’si, Mehdihan’ın Mobayn Lugat’i v.b.
A.N. Samoyloviç’in Türk yazıtlarını araştırma alanında neler yaptığını bir makalede açıklamanın mümkün olmaması tabiîdir. Bu nedenle meşhur âlimin Türkoloji’nin en
önemli alanında çözebildiği esas meselelerin listesiyle sınırlıyız. Samoyloviç’in yıllarca yaptığı ilmi araştırmalarına şu örnekler vermek mümkün:
Bu dünyadan göçmüş olan âlimlere hürmet göstermek onların başladığı işlerin devam etmesi için en çaba sarf etmek.. Bu, bizim kültüre karşı bir vazifemizdir.
Onun yorulmak nedir bilmeyen çalışması, çok yönlü olması, yaptığı işe karşı duyduğu inanç, genç nesil Türkologlar için çok kıymetli bir örnektir.
DİPNOTLAR:
1 “Elementı diyalekta “djokçi” v literaturnom Çagatayskom yazıke”
2 “Obşaya Gramatıka Turetsko-Tatrskogo Yazıka”, 1846