5 Kasım 2024

Okumak istediğiniz hikmeti seçebilirsiniz.

47.Hikmet

47.Hikmet


O “elestü birabbiküm” dediğinde
“Kalu bela” dediğimi bilemezdim
“Vema diniküm” diyerek yine sorduğunda
“Dinim İslam” dediğimi bilemezdim

Allah’ımdan yine üç defa geldi hitap
Mümin ruhlar “Rabbimsin” deyip verdi cevap
Cevap vermeyeni kafir eyledi Azim Vehhab
Ben de cevap verdiğimi bilemezdim

Bütün ruhlara o saatte ferman ulaştı
Ferman olunca, an geçmeden saf kuruldu
Kafir solda müslüman kullar sağda durdu
Hangi tarafta durduğumu bilemezdim

Secde eyle diye Hakk’tan yine ferman oldu
Secde eyleyip bütün müminler pay aldı
Secde eylemeyip kalanları kafir oldu
Ben de secde eylediğimi bilemezdim

Ey müminler şüphe ile oldum giryan
Bu gam ile aklım hayran yüreğim kan
Vücuddan geçip gönülden geçip çırpındı can
Nasıl ilaç edeceğimi bilemezdim

Allah’ımın kudretine yetişip olmaz
İsyankar-itaatkar emir kıldı bilip olmaz
Takat yetirip halk içinde gezip olmaz
Hangi tarafa gideceğimi bilemezdim

Birisini gebr ve birisini tersa, cühud eyledi
Birisini mümin birisini kafir, yahudi eyledi
Şeytanı dergahından kovulmuş eyledi
Hangi sebepten eylediğini bilemezdim

Günahım çok dağdan ağır ibadetim az
İbadet eylemeyip ömrüm geçti kış ve de yaz
Dergahına gidecek olsam yoktur niyaz
Ne yüz ile gideceğimi bilemezdim

Candan geçen gerçek aşıklar özünü gördü
Ezel günü yine birisini aşık eyledi
Lütuf kerem eyleyip ona aşkını saldı
Orada cemal göreceğimi bilemezdim

Zahid eyledi yine birisini ibadet için
Zahid yine ibadet eylemiş rahat için
Huri-gılman, tuba dolu cennet için
Zahid cemal göreceğimi bilemezdim

Ahiretin ışığını temin eyleyemedim
Yollar uzak yol azığını alamadım
Candan geçip Hakk emrini yapamadım
Azıksız gideceğimi bilemezdim

Doymadan kaldım bir an geçmeden ömrüm geçti
Ölüm meleği gelmesi hem yakınlaştı
Ey dostlar amelsizim başım dondu
Ne hal ile gideceğimi bilemezdim

Bir fırsatta yetişip gelmeyip geçmeyip saat
Haşmetine yer ve gökler eylemez takat
Ferman olsa Allah’ımdan ölüm meleği
Nasıl takat yetireceğimi bilemezdim

Can almağa o Azrail gelip dursa
Canını ver diye haşmet ile bir ses çıkarsa
Üçyüz altmış damarlarım titrer olsa
Ne hal ile gideceğimi bilemezdim

Çoluk-çocuk yüzüne doğru bakıp durunca
Yakıp durup söz demeğe dilin gelmeyince
Rahmet etmese yakın işin ırak olunca
Şaşkın olup ne yapacağımı bilemezdim

Allah’ımın emri ile canımı alsa
Canım oraya gidip bedenim burada kalsa
Rengim yaprak misali hazan gibi sararsa
İman ile gideceğimi bilemezdim

Çoluk-çocuk bekleyip durunca ağlayıp seni
Yıkayıcılar tahta üzerine alınca seni
Suyu döküp pak eyleyince zahirimi
Batınımı yıkadığını bilemezdim

Ondan sonra kefen elbisesini giydirseler
Temiz-kirli beni koyup sarmalasalar
Başımı-ayağımı sıkı tutup bağlasalar
Tevbe elbisesini giydiğimi bilemezdim

Dört ayaklı tabutumu getirseler
Beni koyup dört tarafımdan kaldırsalar
Dua edip cenaze namazımı kıldırsalar
Ben de dua edeceğimi bilemezdim

Ondan sonra beni koyup revan olsa
Yetmiş iki yerde benden soru sorsa
Cevap ver deyip melekler korku salsa
Nasıl cevap vereceğimi bilemezdim

Tabut ile alıp dursa kabir başında
Dostlarım ağlayıp durunca çok karşımda
Yalnız ağlayıp kalacağım el başımda
Orada ne yapacağımı bilemezdim

Beni bırakıp yedi adım gider olsa
Münker-nekir o zaman girip gelse
“Men Rabbûk” diye melekler bakıp dursa
“Rabbim Allah” dediğimi bilemezdim

Kul Hoca Ahmed menzil tehlikeli yollar uzak
Gideceğin yerin yakındır var mı çare
Tevbe eyleyip özünü bilen aldı tedbir
Ben de tevbe eylediğimi bilemezdim

Paylaş:

Yasal Uyarı:

© Tüm hakları saklıdır. Hoca Ahmed Yesevî’nin Divân-ı Hikmet eserini günümüz Türkçesi'ne uyarlayan Dr. Hayati Bice'nin izni ile yayınlanmıştır. Herhangi bir suretle alıntı yapmak isteyenlerin yazılı izin istemeleri rica olunur. İçerik ile ilgili konularda hayatibice@hotmail.com adresinden iletişim sağlayabilirsiniz.