Yükleniyor...
Okumak istediğiniz hikmeti seçebilirsiniz.
Tevbe eyleyip Hakk’a yanan âşıklara
Cennet içinde dört pınarda şerbeti var.
Tevbe kılmayıp Hakk’a yanmayan gâfillere
Dar kabirde sert azab hasreti var.
Cennet mülkünü uman kullar tevbe eylesin
Tevbe eyleyip Hazret’ine yakın olsun;
Hûri kusûr, gılman, vildan hizmetçi olsun
Rengarenk giyer şeref kaftanı var.
Tevbe eyleyen âşıklara nuru erer
Gece gündüz oruçlu olsa, gönlü ışır
Ne zaman ölüp kabre girse, kabri genişler;
Kadir Rabb’im, Rahim, Rahman rahmeti var.
Tevbesizler bu dünyadan geçmez sanır
Ölüp gitse, kabir azabını görmez sanır
Kıyamete gün Arasat’ın tanı atmaz sanır
Heyhat-heyhat, feryad-figan günleri var.
Namaz, oruç, tevbe üzere varanlara,
Hakk yoluna girip adım atanlara
Bu tevbe, ile oraya varanlara,
Bağışlanmış kullar ile sohbeti var.
Namaz ile oruçları ateşini alır
Alem halkı sevinip onu Hakk’dan diler
Kıyamet günü görüp onu onlar dinler
Ne kul imiş bu saadet, nusreti var.
O pınarlar kimedir, bil onu
Tevbe kılan âşıklara içirir onu;
Tevbesizler o pınardan içmez suyu;
Ona içirir zehir-zakkum şerbeti var.
Kıyametin bir günü elli bin yıl kadar olur
Bu dünyanın sayısı ile bil nice olur
Kıyamet günü yetmişbin yıl ateşte kalır
Tevbe eyleyen kullar yanmaz mühleti var
Her kim Hakk’ın kulu olsa, Hakk’a yansın
Hakk’a yanmaz kendisi diyen ötye gitsin
Kul Hoca Ahmed nasıl burada makam bulsun;
Gece gündüz korka durur, korkusu var.
© Tüm hakları saklıdır. Hoca Ahmed Yesevî’nin Divân-ı Hikmet eserini günümüz Türkçesi'ne uyarlayan Dr. Hayati Bice'nin izni ile yayınlanmıştır. Herhangi bir suretle alıntı yapmak isteyenlerin yazılı izin istemeleri rica olunur. İçerik ile ilgili konularda hayatibice@hotmail.com adresinden iletişim sağlayabilirsiniz.