Yükleniyor...
Okumak istediğiniz hikmeti seçebilirsiniz.
Aşk davasını güden aşık giryan olur
Bu dünyanın gurbetinden ölse olmaz
Şuurunu kaybedip onun bağrı yanık olur
Haya gidip perdesini dürse olmaz
Bu dünyanın eğlencesinden geçen kişi
Başıboş yürür dinmeden akar gözden yaşı
Aşık olup şaşkın yürür yaz ve kışı
Vahşi gibi elden çıkar yürüse olmaz
Gece-gündüz gözde yaşı pınar eyleyen
Feryad edip seherlerde aşık olan
Bağrını deşip dört dövünüp feryad eden
Böylesi erin dergahından gitse olmaz
Gece kalkıp yürümeden, durmadan ağlayanlar
Aşk ateşine yürek-bağrını dağlayanlar
Rüsva olup sırdan manâ anlayanlar
Halk içinde rüsva olup yürüse olmaz
Allah zikrini deyip yürüyerek ağlayan
Gözden yaşını akıtarak devam eden
Sersem olup tanla beraber yürüyen
Öyle erden ayrı olup yürüse olmaz
Aşıklar her zaman devamlı, Allah’ı arar
Zahiri bırakıp batında arşı gözler
Taliplere ayet-hadis sözlerini söyler
Sır sözünü cahillere söylese olmaz
Nereye gitse aşk pazarını orada kurdu
Leyla-Mecnun bu dünyanın devrini sürdü
Şeyh Mansur “Ene’l-Hakk” deyip kavga eyledi
Vefa eyleyen erenlerden yansa olmaz
Sırdan anlam duymayanlar yabancıdır
O aşıklar mekanı viranedir
Nereye gitse evdeşi sevgilidir
Geceleri kalkmayıp aşığım deyip yürüse olmaz
Dalgıç olmadan mücevher için denize dalınmaz
Candan geçmeden, dalmadıkça asla alınmaz
Bir damlaya kanaat etmeden o inci olmaz
Kanaat etmeden şevk şarabını içse olmaz
Kul Hoca Ahmed kabir içinde makam tutmayınca
“Fenâfillah” makamından aşıp geçmeyince
Pir-i kamilin damlasından yudum yutmadan
“Li me Allah”makamına erse olmaz
© Tüm hakları saklıdır. Hoca Ahmed Yesevî’nin Divân-ı Hikmet eserini günümüz Türkçesi'ne uyarlayan Dr. Hayati Bice'nin izni ile yayınlanmıştır. Herhangi bir suretle alıntı yapmak isteyenlerin yazılı izin istemeleri rica olunur. İçerik ile ilgili konularda hayatibice@hotmail.com adresinden iletişim sağlayabilirsiniz.