Yükleniyor...
Okumak istediğiniz hikmeti seçebilirsiniz.
Bu gariblik berbat imiş, ey dostlar,
Hiç kim gelip, garib halin soran var mı?
Gece-gündüz gurbet çekip aşk yolunda,
İçi yanıp, hasret ile dolan var mı?
Gurbet içre geçer imiş garib hali,
Hiç kalmadı gönül içre laf ve sözü,
Her bir günde alır imiş yüz bin yolu,
Akşam namazı, garib halini soran var mı?
Gariblikte yürüdüm ben kötü yemeğe ,
Berbat imiş tekke, yastık orada başa.
Mahzun olup ata-ana karındaşa,
Rahim kılıp, garib halin soran var mı?
Karındaşlar hasretinde oldum harab,
Yürek-bağrım tutuşup-yanıp oldum kebab.
Gariblere rahmeylesen, çoktur sevab,
Ey dostlar, bu derdime deva var mı?
Devam tutuşturur görün, beni gurbet ateşi,
Gariblikte bulmadım ben halaveti.
“Men mata gariban” deyip hadis söyledi,
“Fekad mata şahidan” deyip alan var mı?
Gariblikte yürürdüm ben gurbet çekip,
Melametler ile halkdan söz işitip.
Göğüs evimi gönül aydınlatıp mecal çekip,
Didar için canını feda kılan var mı?
Didar için canını feda kıldı ise,
Gece-gündüz Hak zikrini söyledi ise,
Kul Hoca Ahmed, bu gurbete düştü ise,
İşitin, dostlar, ölmezliğe imkan var mı?
© Tüm hakları saklıdır. Hoca Ahmed Yesevî’nin Divân-ı Hikmet eserini günümüz Türkçesi'ne uyarlayan Dr. Hayati Bice'nin izni ile yayınlanmıştır. Herhangi bir suretle alıntı yapmak isteyenlerin yazılı izin istemeleri rica olunur. İçerik ile ilgili konularda hayatibice@hotmail.com adresinden iletişim sağlayabilirsiniz.